Başa

DALIŞ BÖLGELERİ

BATIK DALIŞLARI

PARİS BATIĞI



Paris 2 Batığı, Antalya'nın Kemer ilçesi yakınlarında bulunan sualtı batık alanıdır. Birçok uluslararası dergi tarafından dünyadaki en iyi dalış bölgesinden biri olarak adlandırılmaktadır.

Batık 1917 yılında Türkzabiti Mustafa Ertuğrul tarafından, topla batırılan Paris2 adlı Fransız gemisine aittir.

Batığın koordinatları : 36 derece 36 dk 08.06 sn N ; 30 derece 35 dk 10.93 sn E



ST.DIDIER FRANSIZ BATIĞI



İkinci dünya savaşının bütün hışmıyla sürdüğü 1942 yılının Ağustos ayına uzanıyor hazin hikayemiz. Kuzey Afrika'da Rommel'in kumanda ettiği Alman ordularıyla Müttefik Orduları arasındaki savaşın iyice kızıştığı zamanlar. Bir savaş dehası olan Rommel'i yenmek için Alman Ordularının ikmal hatlarını kesmenin önemini bilen Müttefikler, Kuzey Afrika'ya olan Alman sevkiyatına önemli darbeler indirmekteydi. Bu sıralarda Mareşal Petain'e bağlı Fransız Donanması Alman işgali altında "mecburen" Alman ordusuna destek sağlamak zorunda kalıyordu. Saint Didier isimli Fransız destek gemisi bu nedenle isteksiz bir şekilde Suriye açıklarında hastane gemisi görüntüsü altında seyrederken ambarlarında taşıdığı Alman savaş malzemelerinin Alman subaylarının emrindeki Fransız denizcilere verdiği sıkıntıyı anlamak, Antalya Kaleiçi açığında sessizce yatan bu batığı anlamanın anahtarı herhalde..

Batığa yapılan çıkarma çalışmalarında ambardan pek çok çöl tipi cip çıkarıldı. Onlardan bir tanesini yakın zamanlara kadar Antalya sokaklarında görmek mümkünmüş. Bu iki fotoğrafta görülen cip fazla hasarlı olduğu için ellenmedi herhalde

Suriye açıklarında bir muhrip eşliğinde seyreden St. Didier Kıbrıs'taki müttefik üslerden kalkan avcı uçakları tarafından epey hırpalanmış bir halde Türkiye'ye doğru kaçmaya başlamıştı. Antalya körfezini takiben Adrasan açıklarına kadar geldiğinde yoğun hava taarruzları sonucu hareket kabiliyeti oldukça sınırlanmış, aynı kaderi paylaşmak istemeyen eskort muhribi de kendisini terkettiğinden dolayı tek kurtuluş ümidi Antalya limanına giderek tarafsız bir ülke olan Türkiye'ye sığınmak olmuştu. Antalya Yat Limanının (Kaleiçi) önüne kadar gelen geminin mürettebatı üniformalarını çıkarıp denize atmalarına ve geminin ismini Société olarak değiştirip türk bayrağı çekmesine rağmen müttefik uçakları bombardımanlarına devam etmişti. Falezlerin üzerinden bu savaşı seyreden halkın gözleri önünde gemiye pike yaparak torpil bırakan mustang uçakları Hıdırlık Kulesinden açılan uçaksavar ateşine ve geminin burnundaki uçaksavara aldırış etmeden gemiye saldırılarını sürdürüyorlardı. Gemiye isabet etmeyen torpiller falezlere çarparak patlıyordu. Torpillerden bir tanesi limandaki iskeleye çarparak patlamış ve bir türk vatandaşının ölümüne sebep olmuştu. Sonunda torpillerden biri geminin kıç ambarına isabet etmiş ve orta ambardaki cephaneyle birlikte korkunç bir patlamayla gövdede çok büyük bir delik açmıştı. Patlamanın şiddeti ve Société'nin hızla batması nedeniyle yaşam kaybı çok olmuş, geriye kalan mürettebat ve yaralılar Antalya'lı balıkçılar tarafından kurtarılmıştı. Toplanabilen cesetler Antalya'daki bir mezarlığa defnedildi. Sağ kalanlar Isparta'da zorunlu ikamete (uluslararası kurallara göre) tabii tutuldu. Bunlar arasında Isparta'da evlenip, çoluk çocuğa karışıp savaş sonrası orada kalanlar olduğu, bazılarının hala Isparta'da yaşadığı rivayet olunmakta.. Yüzyılın en yıkıcı ve kanlı savaşına katılmamak kararlığında olan Türkiye, karasularında gerçekleşen bu ihlal ve provokasyona gerekli protesto ve reaksiyonu yeterince gösterememişti.

Tüm hakları HARESA’ya aittir, izinsiz kullanılamaz © 2014 / Tasarım ve Programlama Ajansweb